Makaleler
- İndirimli orana tabi teslimlerden kaynaklanan KDV İadesi alacağının dönem içinde mahsuben iadesi (Ymm. Ali Alıç)
- Kayıt ve Tescile Tabi Olmayan Araç Satışlarında ÖTV Beyanı (Ymm. Ali Alıç)
- Transit Custom Van, Tourneo Custom, Caravelle, City Van, Vito model araçlara uygulanacak ÖTV oranı konusunda yaşanan sorunlar. (Ymm. Ali Alıç)
- Montaja tabi makine ekipman ve tesis satışlarında fatura düzenleme zamanı. (Ymm. Ali Alıç)
- Kamyon üst yapılarının (beton pompası, beton mikseri, vinç, tanker vb) ihraç kayıtlı satışları. (Ymm. Ali Alıç)
- Bütün Makaleler
Haberler
- DEPREMDE HAYATINI KAYBEDEN KARDEŞLERİMİZE ALLAHTAN RAHMET DİLERİZ.
- İşyeri açan 29 yaşını geçmemiş gençler 3 yıl süre ile vergi ödemiyor, 1 yıl süreyle de Bağkur primi ödemiyor.
- İmalat Sanayiinde Kullanılmak Üzere satın alınan Yeni Makina ve Teçhizat Teslimlerinde KDV İstisnası uygulaması
- Yabancı uyruklu kişilere (turistlere) sağlık kurumlarında verilen sağlık hizmetleri için KDV alınmayacak.
- 7104 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge ve Tasarım Merkezlerinin ihtiyacı olduğu yeni makine ve teçhizatları KDV siz satın alabilecek.
Sirküler
- 2024 Yılında Elde Edilen Ücret ve Ücret Dışındaki Gelirlere Uygulanacak Gelir Vergisi Tarifeleri Açıklandı.
- 2024 Yılında Uygulanacak Motorlu Taşıtlar Vergisi Tutarları Açıklandı.
- VUK Kapsamında 2024 Yılında Uygulanacak Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük Cezaları İle Bazı Parasal Büyüklükler Açıklandı
- 2024 Yılında Uygulanacak Maktu Damga Vergisi Tutarları Açıklandı.
- Enflasyon Düzeltmesinin Usul ve Esaslarını Belirleyen Tebliğ Yayımlandı.

İflas ertelemesi kararı almış firmalardan olan ticari alacaklar için şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir mi?
16-12-2013Ymm. Ali Alıç
alialic@aa-ymm.com
I.Giriş:
Bilindiği gibi, 213 sayılı VUK nun 323 üncü maddesine göre, tahsil edilemeyen ve dava ve icra aşamasına gelmiş alacaklar için, ilgili dönemde dava açılması şartıyla karşılık ayrılabilmektedir. Ancak, henüz dava açılmamakla birlikte alacaklı olduğumuz firmanın “iflas ertelemesi kararı” almış olması durumunda, karşılık ayrılıp ayrılmayacağı konusunda uygulamada tereddütler yaşanmaktadır.
II. Mevzuat:
Bilindiği gibi, 2004 sayılı İcra İflas Kanununun "Erteleme Tedbirleri" başlıklı 179/a maddesi ile iflasın ertelenmesine karar veren mahkemenin, şirketin veya kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli her türlü tedbiri iyileştirme projesini de göz önünde tutarak alacağı, mahkemenin erteleme kararı ile birlikte kayyım atanmasına karar vereceği, mahkemenin, yönetim organının yetkilerini tümüyle elinden alıp kayyıma verebileceği gibi, yönetim organının karar ve işlemlerinin geçerliliğini kayyımın onayına bağlı kılmakla da yetinebileceği, iflasın ertelenmesi kararında kayyımın görev ve yetkilerinin ayrıntılı olarak gösterileceği, mahkemenin erteleme kararının hüküm fıkrasını 166'ncı maddenin ikinci fıkrasındaki usulle ilan edeceği ve gerekli bildirimleri yapacağı,
Aynı Kanun'un "Erteleme Kararının Etkileri" başlıklı 179/b (Ek:17/7/2003-4949/50 md) maddesi ile de, erteleme kararı üzerine borçlu aleyhine 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takibin yapılamayacağı ve evvelce başlamış takiplerin duracağı; bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetlerin işlemeyeceği, hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer alan hükümlerden, iflasın ertelenmesinin, pasifleri aktiflerinden fazla olan, diğer bir deyişle borca batık durumda olan bir işletmenin belli koşullarla geçici olarak iflasına karar verilmesini önlemek, diğer bir deyişle iflas kararı verilmesini gerektiren borca batıklığı ortadan kaldırmak, firma durumunun ıslahı ve varlığını ve faaliyetini sürdürmesini sağlamak amacıyla getirilmiş bir müessese olduğu, iflasın ertelenmesinin bir hak olduğu görev ya da sorumluluk olmadığı sonucuna ulaşılmaktadır.
İflasın ertelenmesi kurumunun temel amacı, mali durumu bozulmuş ve iflası istenmiş olan bir sermaye şirketinin mali durumunun düzelmesi ihtimali bulunuyorsa gerekli tedbirleri alarak şirkete toparlanma ve yeniden üretim ve istihdam yaratma imkânı vermektir. Süreç sırasında iyileştirme projesine uygun olarak ticari faaliyete devam edilmektedir. Süreç sonunda başarıya ulaşılabilir, ödemeler yapılabilir ve ticari hayata devam edilebilir veya başarı sağlanamayarak iflas ya da konkordato sürecine de gidilebilir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun "Şüpheli Alacaklar" başlıklı 323'üncü maddesinde; "Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmak şartıyla;
1-Dava veya icra safhasında bulunan alacaklar;
2-Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar;
Şüpheli alacak sayılır.
Yukarıda yazılı şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabilir.
Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan miktara inhisar eder.
Şüpheli alacakların sonradan tahsil edilen miktarları tahsil edildikleri dönemde kâr-zarar hesabına intikal ettirilir." hükmü yer almaktadır.
Bu hükme göre, dava ve icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olan dava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayıldığından yukarıda belirtilen şartları taşıyan alacaklar için karşılık ayrılması mümkün bulunmakta olup, bu şartlardan herhangi birisinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır.
Ancak, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun düzenlemedeki amacı alacağın şüpheli hale geldiğinin ispatı olduğuna göre; alacaklının yasal haklarını sınırlayarak alacağının temini için başvuracağı icra takibini engelleyen İcra İflas Kanunu'nun 179/b maddesi de şartın yerine getirildiğinin ispatı bakımından yeterlidir.
Yukarıda yapılan açıklamalara göre; pasifleri aktiflerinden fazla olan, diğer bir deyişle borca batık olan bir işletmenin belli koşullarla geçici olarak iflasına karar verilmesini önlemek, varlığını ve faaliyetini sürdürmesini sağlamak amacıyla şirketi idare veya temsille görevlendirilmiş olanlar ya da alacaklılar tarafından iyileştirme projesi hazırlanıp mahkemeye ibrazı ve mahkemenin de bu projeyi inandırıcı bulması halinde iflasın ertelenmesi söz konusu olmakta, bu kararın verilmesi firmadan alacağı olanların alacaklarını tahsil etme imkânını ortadan kaldırmamakta, salt icra takipleri engellenmektedir. İcra ve İflas Kanunu uyarınca iflasın ertelenmesi uygulamasında icra takipleri ertelenmekte olup, erteleme kararı dava açsın açmasın tüm alacaklılar bakımından sonuç doğuracağından alacaklıların dava açmalarına ve icra takibi yapmalarına gerek yoktur.
III. Sonuç:
Yukarıda ayrıntılı olarak izah edildiği gibi, gerek alacaklı olunan şirket hakkında "iflasın ertelenmesi" kararının verilmesi ile iflasa ilişkin şartların varlığının tamamen ortadan kalktığından söz edilemeyecek olması, gerekse iflası ertelenen borçlu şirketin takibi İcra ve iflas Kanunu hükmü uyarınca engellendiği hususları birlikte değerlendirildiğinde iflası ertelenen şirketten tahsil edilemeyen ve kanunen takibine de imkân olmayan alacaklar için mahkemece iflasın ertelenmesine ilişkin kararın verildiği hesap döneminde (başkaca bir işlem yapılmaksızın) şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.
2013-12-16 09:25:03