Yabancı para cinsinden satın alınan mal ve hizmetlerde uygulanacak döviz kuru
05-11-2013
Ymm. Ali Alıç
alialic@aa-ymm.com

I. Giriş:

Bilindiği gibi uygulamada taraflar arasında dövizli mal ve hizmet alışverişleri olabilmektedir. Yurtiçi firmalardan yapılan dövizli mal ve hizmet alımlarında taraflar arasında düzenlenmiş alım-satım  sözleşmesinde döviz kurunun belirlendiği ve/veya belirtilmediği hallerde hangi döviz kurunun esas alınacağı konusunda tereddüt yaşanmaktadır. Sözleşmede belirtilen döviz kurunun TCMB döviz alış kurunun altında olmasının yasal bir sakınca yaratıp yaratmadığı da ikinci konudur.

II. Mevzuat:          

Bilindiği üzere, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229 uncu maddesinde; "  Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır. "  hükmü yer almaktadır.

Aynı Kanunun 215 inci maddesinde;

" 1- Bu Kanuna göre tutulacak defter ve kayıtların Türkçe tutulması zorunludur. Ancak, Türkçe kayıtlar bulunmak kaydıyla defterlerde başka dilden kayıt da yapılabilir. Bu kayıtlar vergi matrahını değiştirmeyecek şekilde tasdik ettirilecek diğer defterlere de yapılabilir.

    2. a) Kayıt ve belgelerde Türk para birimi kullanılır. Belgeler, Türk parası karşılığı gösterilmek şartıyla, yabancı para birimine göre de düzenlenebilir. Şu kadar ki yurt dışındaki müşteriler adına düzenlenen belgelerde Türk parası karşılığı gösterilme şartı aranmaz."  hükmü yer almaktadır.

Yine, aynı Kanunun 280 inci maddesinde; " Yabancı paralar borsa rayici ile değerlenir. Borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa  bu rayiç yerine alış bedeli esas alınır.

Yabancı paranın borsa rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kur Maliye Bakanlığınca tespit olunur.

Bu madde hükmü yabancı para ile olan senetli veya  senetsiz  alacaklar ve borçlar hakkında da caridir... "  hükmü bulunmaktadır.

Ayrıca, 404 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde; " 130 Sıra No.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile 217 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde belirtildiği üzere değerleme günü itibariyle Bakanlığımızca kur ilan edilmediği durumlarda  T.C. Merkez Bankasınca ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu şekilde yapılacak değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif alış kurunun (bulunmaması halinde döviz alış kurunun), döviz cinsinden yabancı paralar içinse döviz alış kurunun uygulanacağı tabiidir."  açıklamasına yer verilmiştir.

Öte yandan, 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun "Döviz ile yapılan işlemler"  başlıklı 26 ncı maddesinde; bedelin döviz ile hesaplanması halinde dövizin, vergiyi doğuran olayın meydana geldiği andaki cari kur üzerinden Türk parasına çevrileceği hükme bağlanmıştır. Kanunun 10 uncu maddesinde ise vergiyi doğuran olayın meydana gelmesine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. Ayrıca, teslim yapılmadan veya hizmet tamamlanmadan mal veya hizmetin karşılığı olarak yapılan avans ödemelerinde fatura düzenlenmesi halinde vergiyi doğuran olay meydana gelecektir.

105 Seri No.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin "Kur Farkları" başlıklı bölümünde ise; " Bedelin döviz cinsinden veya dövize endekslenerek ifade edildiği işlemlerde, bedelin kısmen veya tamamen vergiyi doğuran olayın vuku bulduğu tarihten sonra ödenmesi halinde, satıcı lehine  ortaya çıkan kur farkı esas itibariyle vade farkı mahiyetinde olduğundan, matrahın bir unsuru olarak  vergilendirilmesi gerekmektedir.

Buna göre, teslim veya hizmetin yapıldığı tarih ile bedelin tahsil edildiği tarih arasında ortaya çıkan lehte kur farkı için satıcı tarafından fatura düzenlenmek ve faturada gösterilen kur farkına, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran uygulanmak suretiyle KDV hesaplanacaktır.

Bedelin tahsil edildiği tarihte alıcı lehine kur farkı oluşması halinde, kur farkı tutarı üzerinden alıcı tarafından satıcıya bir fatura düzenlenerek, teslim ve hizmetin yapıldığı tarihteki oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir."  açıklaması bulunmaktadır.

III. Değerlendirme ve Sonuç:

Yukarıda yer alan hüküm ve açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;

Yurtiçi firmalardan yapılan dövize endeksli mal ve hizmet alımlarına istinaden düzenlenen sözleşmede döviz kurunun taraflarca belirlenmesi halinde,   (avans olarak yapılan ödemelerde dahil)  düzenlenecek satış faturalarında  Türk Lirası karşılığının gösterilmesi şartıyla, sözleşmede belirlenen  döviz kuru üzerinden ilgili bedelin Türk Lirasına  çevrilerek defter kayıtlarına geçirilmesi,

Yurtiçi firmalardan yapılan dövize endeksli  mal ve hizmet alımlarına istinaden taraflarca mal alım sözleşmesinde döviz  kurunun  belirlenmemiş olması   ve satış faturasında mal bedelinin  T.C. Merkez Bankası döviz satış kuru üzerinden hesaplanması durumlarında, ödeme için taraflarca döviz kuru belirlenmediğinden düzenlenecek satış faturalarındaki bedelin T.C. Merkez Bankası döviz alış kuru üzerinden Türk Lirasına çevrilerek  defter kayıtlarına geçirilmesi, 

Bakiye alacak ve borçlar için geçici vergi dönem sonlarında ve yıl sonunda TCMB döviz alış kuru ile değerleme yapılması,

Fatura düzenleme tarihinden, ödemenin gerçekleştiği tarihe kadar lehe ve aleyhe oluşan kur farkları için (alıcı/satıcı tarafından) (dönem sonu değerlemeler iptal edildikten sonra) fatura düzenlenerek, teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlemler için geçerli olan oran üzerinden KDV hesaplanması gerekmektedir.

2013-11-05 13:23:15