Kredi kullanılarak satın alınan iştirak hisse senedine ait faiz ve kur farkı giderleri
17-11-2013
Ymm. Ali Alıç
alialic@aa-ymm.com

1-Giriş

2013 yılında döviz kurlarında yaşanan aşırı yükselme nedeniyle döviz cinsinden kredi kullanarak iştirak hissesi satın alan firmalarda, söz konusu krediye ait faiz giderleri ile kur farkı giderlerinin “aktifleştirilmesi” veya “ doğrudan gider yazılması” konusunda tereddüt yaşandığı görülmektedir.

Bilindiği gibi, iştirak hisseleri mali duran varlık niteliğinde olup, amortismana tabi iktisadi kıymet (ATİK) niteliğinde değildir. Dövizli veya TL kredi kullanılarak satın alınan ATİK lerde, söz konusu ATİK in aktife alındığı yılın sonuna kadar ki faiz ve kur farkı giderlerinin aktifleştirilmesi ve amortisman yoluyla gider yazılması, sonraki yıllara ortaya çıkan faiz ve kur farkı giderleri/gelirlerinde ise mükelleflerin ya aktifleştirme veya doğrudan gider yazma seçeneği vardır.

Bu durum yani aktifleştirme veya doğrudan gider yazma seçeneği, hisse senedi alımında veya iştirak hissesi satın alımında geçerli değildir.

2-Mevzuat

Bilindiği gibi, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 258 inci maddesinde, "Değerleme, vergi matrahlarının hesaplanmasıyla ilgili iktisadi kıymetlerin takdir ve tespitidir." hükmüne yer verilmiştir. Aynı Kanunun 279 uncu maddesinde ise, hisse senetleri ile fon portföyünün en az %51'i Türkiye'de kurulmuş bulunan şirketlerin hisse senetlerinden oluşan yatırım fonu katılma belgelerinin alış bedeliyle değerleneceği, 280 inci maddesinde de yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinin takarrüründe muvazaa olduğu anlaşılırsa bu rayiç yerine alış bedelinin esas alınacağı, yabancı paranın borsada rayici yoksa, değerlemeye uygulanacak kurun Maliye Bakanlığınca tespit olunacağı hüküm altına alınmıştır.

Buna göre, hisse senetleri alış bedeliyle, yabancı para ile olan senetli veya senetsiz borçların ise duruma göre borsa rayici, döviz alış bedeli veya Maliye Bakanlığınca tespit olunan kurlar ile değerlenmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, döviz cinsinden veya TL cinsinden borçlanılarak ya da kredi kullanılarak hisse senedi alınması nedeniyle katlanılan kur farkı, faiz, komisyon v.b. masrafların söz konusu iştirak hissesinin alındığı yıl dahil olmak üzere sonraki yıllarda da alış bedeline eklenmesi mümkün değildir.

3-Sonuç

Yukarıda belirtilen açıklamalara göre, hisse senedi iktisabı için kullanılan kredilerle ilgili olarak değerleme gününe kadar hesaplanacak faizler ile değerleme günü itibariyle aleyte oluşan kur farklarının doğrudan gider yazılması, lehe oluşan kur farklarının ise doğrudan gelir yazılması gerekmekte olup, kullanılan kredi dolayısıyla ortaya çıkan bu fer'i unsurların hisse senedinin alış bedeline eklenmemesi (aktifleştirilmemesi) gerekmektedir.

2013-11-17 16:36:56