Sermaye Avansı Ödemesi Banka Blokajına tabi midir?
22-01-2014
Ymm. Ali Alıç
alialic@aa-ymm.com

 

I.Giriş

Bilindiği gibi, 6102 sayılı yeni Türk Ticaret Kanununun 459/(3) üncü maddesine göre anonim şirketlerde nakit sermaye artırımında kanunun 344 ve 345 inci maddelerinde yer alan %25 banka blokajına tabi olduğu, söz konusu blokajın ticaret sicil müdürlüğünden alınan yazının bankaya sunulmasıyla şirkete ödeneceği yönünde yasal düzenleme vardır.

Ancak, sermaye artışından önce “sermaye avansı ödemesi” şeklinde bir ödeme yapıldıysa söz konusu ödeme için banka blokaj sisteminin uygulanıp uygulanmayacağı konusunda tereddüt yaşandığı görülmektedir.

II-Mevzuat

6102 sayılı TTK nın “Sermaye taahhüdü yoluyla artırım” başlıklı 459/(3) üncü maddesinde, “bu tür sermaye artırımında nakdi sermaye taahhüdüne 341 inci, .... bedelin ödenmesinde 344 ve 345 inci .... madde hükümlerinin kıyasen uygulanır” hükmü yer almaktadır. Yasanın 344 üncü maddesinde ise, “nakden taahhüt edilen payların itibari değerinin en az yüzde yirmibeşi tescilden önce, .. ödenir. 345 inci maddede ise, “nakdi ödemeler, ... bir bankada, şirket adına açılacak özel bir hesaba, sadece şirketin kullanabileceği şekilde yatırılacağı, bankanın bu tutarı ticaret sicil müdürlüğü yazısının sunulması üzerine, sadece şirkete ödeyeceği” hükme bağlanmıştır.

TTK 344-345 inci maddelerinde sermaye avansı ödemesinin “%25 lik banka blokajına tabi olmadığı yönünde (istisna içeren) yasal bir düzenlemenin yer almadığını görmekteyiz.

Bu durumda her türlü nakit sermaye artışında %25 banka blokajı uygulamasının yasal zorunluluk olduğu açıktır.

Sermaye avansı ödemesi konusuna gelince; bu konuda 6102 sayılı yeni TTK da yasal bir düzenleme mevcut değildir. Bu nedenle, doğal hayatın akışı içinde var olan  sermaye avansı şeklinde yapılan ödemelerin belli bir şekil şartına tabi olmadığı görülmektedir.

Ancak, tarafların bu konuyu yazıya dökmesi ve sermaye avansı verilen şirketin yönetim kurulunda bu konunun karara bağlanması, bu kararda sermaye artırımı için makul olarak tespit edilmiş bir süreye (bu süre 3 ayı geçmemelidir) yer verilmesi, para transferinin borç para kullandırmak amaçlı değil, sermaye tahsisi amacı ile verildiğini ispat açısından (özellikle ispat hukuku açısından) önemlidir.


Diğer taraftan, Türk Ticaret Kanunu ve Kurumlar Vergisi Kanunun ilgili hükümlerine göre, esas sermaye için faiz ödenemez.
Bu hükümler uyarınca sermaye avanslarına da faiz ödenmemesi icap eder. Çünkü faiz ödendiği takdirde, bu avansların sermayeye ilave edildiği tarihe kadar şirket açısından alelade bir borç mahiyetine dönüştüğü söylenebilir. Faiz ödenmiyor olması da bunların sermaye artırım avansı mahiyetini pekiştiren bir husustur.


Sermaye avansı ödemesiyle ilgili mevzuatımızda yer alan tek yasal düzenleme, yabancı sermayeli şirketlerle ilgili TCMB 2013/YB-7 sayılı Genelgesidir.

Söz konusu genelgede, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihi olan 1 Temmuz 2012 tarihinden itibaren anılan kanuna göre yapılan yeni kuruluşlarda, yeni ortak katılımında, sermaye artırımında kullanılmak üzere yurt dışındaki yabancı ortaklardan yabancı sermaye bedeli veya sermaye artış bedeli olarak gelen tutarlar sermaye bedeli ya da sermaye artış bedeli olarak ayrı bloke hesapta izlenecek ve banka, anılan kuruluş, devir ya da sermaye artırımının tesciline ilişkin yazının kendisine ibrazına istinaden blokajı kaldıracaktır” denilmektedir.

Söz konusu genelge yabancı sermayeli şirketlerde yapılacak sermaye artışlarında, yurt dışından gelen avans ödemesinin TTK da yer alan %25 blokajın da üzerinde %100 blokaja tabi olduğunu söylemektedir.

Ancak bu düzenlemenin yerli sermayeli şirketlere de aynı şekilde uygulanacağını söylemek mümkün değildir. Çünkü TTK 344 ve 345 inci maddelerinde %25 blokaj yapılmasını öngörmektedir.

III. Sonuç

Yukarıda yer alan yasal düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, sermaye avansı şeklinde yapılan ödemelerin %25 inin TTK nun 344 ve 345 inci maddelerine göre bankada bloke edilmesi gerektiği görüşündeyiz.

 

2014-01-22 11:55:21